2026 Yılı İçin Beklentiler
Yüksek faiz ve finansman zorlukları ile 2025’i geride bırakan Türk sanayisi, 2026 yılına temkinli bir iyimserlik ile başlamak istiyor. Reel sektör temsilcileri, yeni yılın hızlı bir toparlanma değil, maliyet kontrolü ve verimlilik odaklı bir yeniden yapılanma ve dayanıklılık yılı olacağı görüşünde birleşiyor.
Artan üretim maliyetleri, yüksek faiz oranları ve daralan talep gibi sorunlarla karşı karşıya kalan Türkiye sanayisi, 2026 yılında daha sağlam bir yapıya kavuşmayı hedefliyor. Boya, inşaat malzemeleri, alüminyum ve gemi inşa sanayi gibi farklı sektörlerin temsilcileri, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi’nde sektörlerinin durumunu ve geleceğe dair beklentilerini paylaştılar.
Maliyet Kontrolü ve Verimlilik
Sektör temsilcileri, kısa vadede maliyet kontrolü, verimlilik artışı ve ayakta kalma mücadelesi vereceklerini ifade ediyor. Orta vadede ise faiz oranlarının düşmesi, uzun vadeli kredi imkanlarının sağlanması, yapısal reformların gerçekleştirilmesi ve nitelikli iş gücünün temin edilmesi bekleniyor. İhracat tarafında da rekabet gücünün yeniden kazanılması hedefleniyor.
Sanayiciler, 2026’nın hızlı bir toparlanma yılı değil, dayanıklılık ve yeniden yapılanma dönemi olacağını belirtiyor. Özellikle faizlerdeki düşüş, uzun vadeli kredi imkanları ve kamu desteklerinin acilen devreye alınması gerektiği görüşü öne çıkıyor.
Umut Var, Ama Gerçekler de Önemli
PLASFED Başkanı ve İSO Plastik Hammaddeleri Sanayii Komitesi üyesi Ömer Karadeniz, 2025’in sanayi açısından zorlu geçtiğini belirterek, 2026’ya dair beklentilerin temkinli ama umut dolu olduğunu ifade etti. Karadeniz, umut vurgusu yaparken, gerçekçi bir bakış açısının önemine dikkat çekti.
Karadeniz, “Umut var ama gerçekleri konuşmadan ilerleyemeyiz” diyerek sanayicilerin mevcut ekonomik tabloyu dikkate alarak hareket etmeleri gerektiğini vurguladı. Bu yaklaşım, sanayicilerin nerede durduklarını anlamalarına ve gelecekteki adımlarını bu doğrultuda planlamalarına olanak tanıyacak.
Sonuç olarak, Türk sanayisi 2026’ya girerken temkinli bir iyimserlik taşıyor. Ancak bu iyimserliğin temelinde, maliyet kontrolü, verimlilik ve sürdürülebilir büyüme hedefleri yatıyor. Sanayiciler, mevcut zorlukları aşmak için daha sağlam bir yapı oluşturmayı ve gelecekteki belirsizliklere karşı dayanıklı kalmayı amaçlıyor.







