Fed Başkanlığı İçin Zorlu Süreç: Ekonomik Görünüm ve Görüş Ayrılıkları

Fed İçindeki Görüş Ayrılıkları Derinleşiyor

ABD Merkez Bankası (Fed) içindeki görüş ayrılıkları, enflasyon ve istihdam hedefleri arasındaki gerilimle birlikte artış gösteriyor. Bu durum, yeni başkanın göreve geleceği ocak ayında, uzlaşma sağlama çabalarını zorlaştıracak gibi görünüyor. Ekonomistler, Fed’in içindeki bu bölünmenin 2026 yılına kadar devam edebileceğini öngörüyor.

Fed’in mevcut başkanı Jerome Powell, bu yıl içinde kurul içindeki farklı görüşlere rağmen üç faiz indirimi konusunda ortak bir zemin oluşturmayı başardı. Ancak, piyasalarda belirsizlik ve artan siyasi baskılar, yeni başkan için benzer bir uzlaşmanın sağlanmasını zorlaştırabilir.

Yeni Fed Başkanı için Zorlu Sınav

Deutsche Bank baş ekonomisti Matthew Luzzetti, yeni Fed başkanının, enflasyonun beklenenden yüksek seyretmesi ve iş gücü piyasasındaki zayıflamanın sürmesi durumunda uzlaşma sağlamasının daha güç olacağına dikkat çekiyor. Luzzetti, “En olası senaryo faiz indirimlerinin devam etmesi olsa da, ilerleyen dönemde faiz artışı talep eden bir kurul yapısının ortaya çıkma riski de bulunuyor” değerlendirmesinde bulundu.

Huntington Bank baş ekonomisti Ian Wyatt, Fed içinde ortak karar almanın giderek zorlaştığını belirterek, yeni başkanın kurulun genel eğiliminden farklı bir bakış açısına sahip olması durumunda ciddi bir liderlik sınavıyla karşılaşabileceğini vurguladı. Bu durum, Fed’in politika kararlarını etkileyebilir ve dolaylı olarak piyasalarda dalgalanmalara yol açabilir.

Fed’in Bağımsızlığı ve Siyasi Baskılar

Fed’in bağımsızlığı, özellikle ABD’nin siyasi atmosferinde sıkça tartışma konusu haline gelmiş durumda. Eski Başkan Trump’ın, Powell’a yönelik eleştirileri ve görevden alma ihtimali, piyasalarda dalgalanmalara neden oldu. Bu tür siyasi müdahalelerin, Fed’in bağımsızlık ilkesini tehdit ettiği endişeleri artıyor.

Fed’in faiz indirimi konusunda ihtiyatlı davranması, piyasalarda belirsizlik yaratmıştı. Powell’ın görevden alınabileceğine yönelik açıklamalar, merkez bankasının bağımsızlığına dair kaygıları artırdı. Bu tür dinamikler, yeni Fed başkanının görevdeki ilk günlerinde karşılaşacağı zorlukların altını çizmektedir.

Sonuç olarak, yeni Fed başkanının, enflasyon ve istihdam hedefleri arasındaki dengeyi sağlaması, ekonomik görünüm ve piyasalardaki belirsizlikler göz önüne alındığında oldukça zor bir görev olacak. Fed’in politika kararları, sadece ABD ekonomisini değil, küresel ekonomik dengeleri de etkileyebileceği için, bu süreç yakından takip edilmelidir.