Borsa İstanbul’daki Şirketlerin Risk Durumu
2023 yılı itibarıyla Borsa İstanbul 30 Endeksi’nde yer alan 26 şirketin değerlendirilmesi sonucu, bu şirketlerin %60’ının orta risk grubunda yer aldığı belirlenmiştir. Özelikle ESG (Çevresel, Sosyal ve Kurumsal Yönetim) skorları dikkate alındığında, 13 şirketin bu yılki skoru korunurken, bazı şirketlerin iklim değişikliği ve su güvenliği konularında ilerleme kaydettiği gözlemlenmiştir.
İklim Değişikliği ve Su Güvenliği Performansı
Dört şirketin iklim değişikliği skoru, altı şirketin su güvenliği skoru yükselirken, sekiz şirketin her iki konuda da raporlama yapmadığı tespit edilmiştir. Bu durum, şirketlerin sürdürülebilirlik konusundaki tutumlarını sorgulatmaktadır. Avrupa Birliği’nin 1 Ocak 2026 tarihinde devreye alacağı sınırda karbon uygulaması, bu şirketlerin iklim ve sürdürülebilirlik performanslarını daha da önem kazandırmaktadır.
Şirketlerin Sürdürülebilirlik Hedefleri
2024 yılı için sürdürülebilirlik ve iklim performansında sınırlı ilerleme kaydedildiği belirtilmektedir. Karbonsuz üretime geçiş, finansman, değer zinciri dönüşümü ve karbon düzenlemelerine uyum, öncelikli başlıklar arasında yer almaktadır. İklim İçin 350 Derneği ve SEFiA tarafından hazırlanan raporda, şirketlerin net sıfır emisyon hedefleri de incelenmiştir. Rapor, 16 şirketin net sıfır tarihi belirttiğini, diğer 10 şirketin ise herhangi bir tarih beyanında bulunmadığını ortaya koymaktadır.
Raporlama ve Şeffaflık İhtiyacı
Rapor, şirketlerin değer zinciri boyunca emisyon değerlerini ve karbon nötr hedeflerini dikkate alarak stratejik farklılıklarını ortaya koymaktadır. Ancak, raporlamalarda şeffaflık ve tutarlılığın eksikliği dikkat çekmektedir. Kapsam 1 ve Kapsam 2 emisyonlarını raporlayan şirket sayısının 23 olduğu, Kapsam 3 emisyonlarını raporlayan şirket sayısının ise yalnızca 15 olduğu vurgulanmaktadır. Bu durum, sürdürülebilirlik olgunluğunun henüz istenilen seviyede olmadığını göstermektedir.
Sonuç ve Değerlendirme
İklim İçin 350 Derneği Koordinatörü Efe Baysal, rapor bulgularının BIST 30 şirketlerinin iklim kriziyle mücadelede yeterli seviyeye ulaşamadığını gösterdiğini belirtmiştir. Sınırlı ilerlemelere rağmen, birçok şirketin net sıfır hedefi belirlememiş olması, reel sektörün karbonsuzlaşma hızı ile iklim krizinin aciliyeti arasındaki uçurumu gözler önüne sermektedir. Bu bağlamda sürdürülebilirlik konusunun şirketlerin rekabet gücü açısından stratejik bir zorunluluk olduğu ifade edilmektedir.







