Fed’in politikaları gelir eşitsizliğini artırdı

Amerika’daki Ekonomik Dengesizlikler

ABD Merkez Bankası’nın (Fed) uyguladığı faiz politikaları, ülke genelindeki ekonomik eşitsizliği daha belirgin hale getirdi. Düşük faiz döneminden en fazla yararlanan varlıklı kesimler olurken, düşük gelirli bireyler artan hayat pahalılığı ile mücadele etmek zorunda kalıyor. Fed yetkilileri, “K şeklindeki ekonomi” olarak tanımlanan bu eşitsizliğin, merkez bankasının para politikasıyla kolayca çözülemeyeceğini itiraf etti.

Son yıllarda Fed’in izlediği para politikalarının, ekonomik eşitsizliği artırdığına dair değerlendirmeler giderek güçleniyor. Yetkililer, mevcut durumun merkez bankasının araçlarıyla kısa sürede çözülebilecek bir sorun olmadığını belirtiyorlar.

Düşük Faiz ve Servet Artışı

Pandemi sırasında ekonomiyi desteklemek amacıyla faiz oranlarını tarihi düşük seviyelere çeken Fed, özellikle varlıklı kesimlerin servet artışını hızlandırdı. Fannie Mae verilerine göre, ABD’de ev sahiplerinin yaklaşık yüzde 20’si hâlâ yüzde 3’ün altında ipotek faizine sahip. Bu durum, konut sahiplerinin düşük taksitlerle ödeme yapabilmesine ve konut değer artışlarıyla servet biriktirebilmesine olanak tanıdı.

Buna karşın, borsa yükselişleri düşük gelirli kesimi dışarda bıraktı. ABD borsaları, yapay zeka yatırımlarının etkisiyle son üç yılda güçlü yükseliş gösterdi. Ancak hisse senetlerine yatırım yapma imkanı bulamayan ve çoğunlukla kiracı olan düşük gelirli vatandaşlar, bu servet artışından faydalanamadı.

Atlanta Federal Reserve Bank verilerine göre, düşük gelirli Amerikalıların ücret artışları, 2025 boyunca yüksek gelir gruplarının gerisinde kalmaya devam edecek. Anketler, düşük gelirli kesimlerin hayat pahalılığını en büyük sorun olarak gördüğünü ortaya koyuyor.

Fed yetkilileri, üst gelir grubunun büyürken alt gelir grubunun zorluk yaşadığı “K şeklindeki ekonomi”nin kalıcı hale geldiğine dikkat çekiyor. Fed Yönetim Kurulu Üyesi Christopher Waller, gelir dağılımındaki dengesizliklerin daha da derinleşebileceği konusunda uyarıyor.